Cumhuriyet Nasıl İlan Edildi?

Cumhuriyet Nasıl İlan Edildi?
Cumhuriyet nasıl ilan edildi? 29 Ekim 1923’te neler yaşandı? Cumhuriyet Bayramı nasıl kabul edildi? Cumhuriyetin kaçıncı yılını kutluyoruz? 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na ilişkin tüm detaylar yazımızda!
Bir yanda, Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış, işgalci devletler tarafından Mondros ve Sevr gibi ağır şartları olan anlaşmalara zorlanmış bir devlet; Osmanlı Devleti. Diğer yanda umudunu yitirmeyen, vatanını kurtarmak için elinden geleni yapan bir asker; Mustafa Kemal.
Verdiği çetin mücadele sonucunda cepheden döndüğünde İstanbul, işgalci güçlerin egemenliği altındadır. Yanındaki arkadaşları umutsuzca söylenirken o “Geldikleri gibi giderler.” diyerek karamsarlığa kapılmadığını gösterir. Çünkü onun ülkesine dair hep bir umudu ve kalkındırmak için hep bir planı vardır. Yeter ki şartlar olgunlaşsın ve zamanı gelsin.
Ülkesi için harekete geçme vaktinin geldiğini anlayan Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da “Milli Mücadele” yolunda, kararlı bir adım atar. Tüm engellere rağmen pes etmez. 27 Aralık 1919’da Temsil Heyeti’yle Ankara’ya ayak basar ve o günden sonra bu şehir, onlar için hem bir sığınak hem de kurulacak cumhuriyetin başkenti olacaktır.
Mustafa Kemal, yaptığı kongrelerde “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dediğinde kastettiği ulusal egemenliktir ve günü geldiğinde cumhuriyet rejimine geçileceğini işaret etmektedir. Birinci TBMM, 23 Nisan 1920’de açıldığında da bu fikir meclisçe benimsenmiştir. Fakat bir devlet rejimi olarak henüz anılmamaktadır.
Lozan Antlaşması’nın imzalanma aşamasında rejimin belirlenmemiş olması ülkenin aleyhine bir durum ortaya çıkarmaktadır. Saltanatın o süreçte henüz kaldırılmamış olması kafa karışıklığına yol açmaktadır. Bunun için bir an önce saltanatın kaldırılması ve ülkenin yönetim şeklinin belirlenmesi gerekiyordu. Buna bağlı olarak 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı. Bunun üzerine İstanbul’daki Osmanlı Hükümeti istifa etti. Son padişah Vahdettin, 17 Kasım 1922’de İstanbul’u terk etti. Böylece, Osmanlı Devleti hukukî olarak sona erdi. Türk inkılâplarının en önemlilerinden biri gerçekleşerek Cumhuriyet rejiminin benimsenmesi yolunda bir engel daha ortadan kaldırılmış oldu.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, hep planladığı millet egemenliğine dayalı yönetim şekli için harekete geçti. 28 Ekim 1923 akşamı, yakın arkadaşları İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fethi Bey ve Rize Milletvekili Fuat Bey ile Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’i Çankaya’da yemeğe çağırdı. Onlara o akşam “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” dedi ve hep beraber yarın yapılacak inkılâbın arka planını tasarladılar.
29 Ekim 1923 günü, milletvekilleri ile yapılan toplantının ardından Cumhuriyet’in ilanı ile ilgili kanun teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Karşıt görüşlülerin ikna edilmesinin ardından İsmet İnönü’nün teklifiyle kanun “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri eşliğinde alkışlarla kabul edildi. 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’ndaki yönetim şekli yeniden tanımlanarak “Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir.” şeklinde anayasaya eklenmiş oldu.
Yeni rejim ile “Meclis Hükümeti” sisteminden “Kabine” sistemine geçildiği için Cumhurbaşkanı seçilmesi gerekiyordu. Meclis’te oylama yapıldı. Yüz elli sekiz milletvekilinin katılımıyla Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Başbakan ise İsmet İnönü oldu. O akşam tüm yurda haber verilerek her tarafta gece yarısından sonra bu olayı kutlamak için yüz bir pâre top atıldı.
Cumhuriyetin ilanıyla beraber Türkiye, çağdaş uygarlık seviyesine çıkmak için birçok yenilik yaptı. Bu yenilikler hemen hemen her alanda görüldü. Mustafa Kemal’in öngörüsü, arkadaşlarının desteği ve Türk milletinin gözü karalığı sayesinde çıkılan bu yolda birçok kazanım elde edilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılmış oldu.
Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun!