Ebedi Hayatın Başlangıcı: 10 Kasım 1938

10.11.2023
1.682
A+
A-
Ebedi Hayatın Başlangıcı: 10 Kasım 1938

Ebedi Hayatın Başlangıcı: 10 Kasım 193∞

Selanik’te açılan bir çift mavi gözün, bir milletin kahramanı olarak sonsuzluğa uzanacağını kim bilebilirdi ki?

1881 yılında Selanik’te Zübeyde Hanım’ın dünyaya getirdiği Mustafa Kemal, babası Ali Rıza Bey’i kaybettikten sonra çok zorluk yaşamış, yatılı askeri okula giderek asker olmayı seçmiştir. Her zaman vatanını kurtarmak için cesur adımlar atmış cepheden cepheye koşmuştur. Bu koşturma esnasında kendini geliştirmek için kitap okumaktan da vazgeçmemiştir. Aklında hep parlak fikirleri vardır. Ülkesi için hep daha ne yapılabilirim, diye düşünmüştür. Vakti zamanı geldiğinde de fikirlerini gerçekleştirmiş ve elinden geleni hayatını hiçe sayarak yapmıştır. Savaşlar, düşmanlıklar, hainlikler, suikastler… Hepsini yaşamış ve üstesinden gelmiştir. Bir ülke sömürgeci devletlerin elinden nasıl kurtarılır, yeni bir ülke nasıl var edilir, tüm dünyaya ders niteliğinde göstermiştir.

O süper güçleri olan bir kahraman değildi. O öngörü ve vizyon sahibi, iradeli, çok okuyan ve araştıran, nerede ne yapması gerektiğini bilen, stratejik düşünebilen, sabırlı ve kararlı, asla umutsuzluğa kapılmayan ve aklının tüm sınırlarını kullanabilen bir insandı. Bu sayede bir milletin kahramanı oldu. Olağanüstü süper güçleri olmadan…

Türk ulusunun atası sayıp ATATÜRK dediği bu kahraman, her ölümlü canlı gibi 10 Kasım 1938’de saat 9.05’te dinlenmeden yaşamış olduğu hayata gözlerini yumduğunda sadece bedenini alıp götürdü. Bir ulus liderini kaybetmenin acısıyla büyük üzüntü yaşadı. Ama bıraktığı miras o kadar büyüktü ve ölümsüzdü ki o gün sadece onu fiziksel olarak kaybetmişlerdi. Fikirleri ve ruhu ebediyete kadar Türkiye Cumhuriyeti’yle yaşayacaktı. Bu durumun o da farkındaydı ve canına kastededilen bir suikast sonucunda “Benim naçiz bedenim, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” demiştir. Ve gene bedeninin ve düşüncelerinin farklı boyutlarda yaşadığını vurgulayan şu cümlelerle ölümsüzlüğünü dile getirmiştir: “İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”

Bugün sonsuzluğa uğurlanmasının yıl dönümünde Atamızı saygı, minnet ve sonsuz özlemle anıyoruz. Mirası olan Türkiye Cumhuriyeti’ne hep sahip çıkacağımıza ve onu çağdaş medeniyetler seviyesinde bilim ve ilim ışığında yükselteceğimize söz veriyoruz.

Eğitim Güncesi
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.